İnternet, “kendi aralarında bağlı ağ yapıları” anlamına
gelen ingilizce “INTERconnected NETworks” kelimelerinin kısaltmasıdır. Dünya genelinde bulunan bilgisayar, mobil aygıt vb. tüm bilgi ve iletişim aygıtları belirli protokoller altında birbirleriyle iletişimde bulunmaktadır. Çeşitli protokoller kullanarak bilgisayarlar arasında veri iletişimini gerçekleştiren elektronik iletişim ağıdır. (Protokollere daha sonra değineceğim)
İnternetin kökleri Amerika Birleşik Devletleri
Savunma Bakanlığı Pentagon’a bağlı Defansif Gelişmiş Araştırma Projeleri Ajansı (Defence Advanced Research Projects Agency – DARPA) tarafından başlatılan ve ARPANet olarak isimlendirilen
bir bilgisayar ağı projesine dayanmaktadır. Bu projenin iki önemli amacı bulunmaktaydı.
- Farklı fiziksel bölgelerde bulunan bilim insanlarının bilgilerini paylaşmalarına, askerî
ve bilimsel projeler üzerinde birlikte çalışmalarına olanak sağlamak, - Bilgisayar ağının bir bölümü etkisiz hâle
getirilse veya bir afet ya da nükleer saldırı
sonucu tahrip edilse bile işlevselliğinin ve
çalışmasının devam etmesine olanak sağlamak
ARPANet olarak isimlendirilen bilgisayar ağı 1969 yılında işlevsel hâle gelmiş ve Amerika Birleşik Devletleri üzerindeki bilimsel ve akademik araştırmacıları birbirine bağlamıştır. ARPANet Los Angeles Kaliforniya Üniversitesi (UCLA), Stanford Araştırma Enstitüsü (SRC), Utah Üniversitesi ve Santa Barbara Kaliforniya Üniversitelerinde bulunan ve ağ üzerindeki diğer bilgisayarlara bağlantı ve hizmet sağlayan dört adet ana bilgisayarın (host) birbirine bağlanmasıyla oluşturulmuştur.
9 Ekim 1969 tarihinde saat 22:30’da Los Angeles Kaliforniya Üniversitesinde araştırmacı Charley S. Kline, Stanford Araştırma Enstitüsündeki (SRI) bilgisayara uzaktan erişimi denemiş ve SRI’daki bilgisayar çökmeden önce “login” kelimesindeki “l” ve “o” harflerine ait mesajı iletebilmiştir.
“lo” mesajı ARPANet, dolayısıyla internet üzerinden başarı
ile iletilen ilk mesaj olarak tarihe geçmiştir.
70,80’li yıllarında internet bugün bildiğimiz ve alışık olduğumuz internete yakından uzaktan benzemiyordu. İnternetin ilk yıllarında internet deneyimi sadece e-posta ve metin tabanlı sistemler ile sınırlıydı. Günümüz internetine geçiş WEB (WORLD WİDE WEB,WWW)’in icadı ile mümkün olmuştur.
İnternet ve web, aynı yapıyı ifade etmek amacıyla çoğu zaman birbirlerinin yerine kullanılan terimlerdir.
Gerçekte ise bu iki terim birbirleri ile ilişkili olmalarına rağmen birbirlerinden tamamen ayrı iki yapıyı
tanımlarlar ve eş anlamlı değillerdir. İnternet, dünya genelinde milyonlarca bilgisayar ve mobil cihazın iletişimde bulunabilmeleri amacıyla birbirlerine bağlanmasını sağlayan donanımsal bir altyapıyı ifade etmektedir. Web ise internet ortamı üzerinden bilgiye ulaşmanın yollarından biridir ve internetin önemli hizmetlerinden http protokolünü kullanır, Web, bir Web tarayıcısı tarafından erişilebilen sayfalardan oluşan İnternet’in bir alt kümesi olan World Wide Web’in ortak adıdır.
1989 yılında, İsviçre ve Fransa sınırında yer alan dünyanın en büyük parçacık
fiziği laboratuvarı olan Avrupa Nükleer Araştırma Merkezinde (CERN) bilgisayar programcısı olarak çalışan İngiliz bilim insanı Tim Berners-Lee tarafından web ile ilgili ilk öneri yazılmıştır. 30 Nisan 1993 tarihinde CERN, web yazılımının kaynak kodlarını herkese açık olarak yayınladı. Böylelikle, temel bir tarayıcı ve kod kütüphanesi ile birlikte, serbestçe kullanılabilir bir web sunucusu çalıştırmak için gerekli yazılımların geliştirilmesinin önü açılmış oldu. Bu adım web’in geniş kitlelerce kullanılmasını ve hızla yayılmasını sağlamıştır.